SUSQUN-QARİZMA-FORUM






SUSQUN QARİZMA FORUM - EDEBİyat duNYASI

Burdasın:
SUSQUN QARİZMA FORUM => EDEBİYAT => EDEBİyat duNYASI

<-Geri

 1 

Devam->


susqun
(şimdiye kadar 9 posta)
15.02.2008 21:41[alıntı yap]
Kitap 1'' çıktı
Dil, Sanat, Edebiyat, Toplumbilim, Halkbillim ve Felsefe Kitabı ''Sarissa Ortak Kitap 1'' çıktı."Sarissa ortak kitap 1" de yaklaşık 100 yazarın şiir, makale ve öykü türünde eserleri yer alıyor. Kitapta sitemiz köşe yazarlarından Barış Durak'ında makalesi yer alıyor.
--------------------------------
Yazın dünyasındaki olumsuzlukları ve güçlükleri aşmayı amaç edinen yayınevi, alternatif yayıncılık anlayışı ile; sesini duyuramayan ya da bir şekilde seslerinin kısıldığını düşünenlerin sahipleneceği bir yayınevi olmayı amaçlıyor.
-------------------------------
Birbirinden farklı yapıtlar ile kitapseverlere geniş bir alan yaratmayı düşünen SARİSSA, Türkçe’nin kullanımına gösterdiği özen ve başarılı çeviriler ile Türk yayıncılık dünyasında ayrıcalıklı bir yer edinmeyi ve süreç içerisinde yerini sağlamlaştırarak büyümeyi hedefliyor.

-----------------------------------
Muhittin Pektaş'tan farklı bir kitap daha...
Muhittin Pektaş, daha önce farklı bir inceleme tekniği geliştirdiği "Fuzuli'nin Leyla ve Mecnun Mesnevisinin Metin Kırılması Yöntemiyle Çözümlenmesi" adlı kitabından sonra, şimdi de "Psikanaliz Yöntemiyle Sigara İçmeyi Bırakma Deneyimim" adlı kitabıyla karşımızda.
----------------------------------
Kitapta; Sigara Ne Çeşit Bir Bağımlılıktır?, Sağlığa Zaralı Olduğu Gerekçesiyle Sigara içmek Bırakılabilir mi?, Sigara ve Bilinçdışı Dünyamız, Sigara ve Bilinçdışı Güncel Kaygı, Sigara İçmeye neden Olan Psikolojik Mekanizma, Sigara ve İnanç Dünyamız, Sigara İçmeyi Bırakmada Bilinçdışı Özgün Mazoşist Edimlerin Yeri ve Rolü gibi konularda yazılar yer alıyor.
------------------------------
Kitapla ilgili ayrıntılı bilgiye yazarın edebiyat2.com sitesinden ulaşabilirsiniz.
-----------------------------------

“Çanakkale” için hikâye yarışması
Yarımada Yayınları, yaşayan yazarların ve gençlerin kalemlerinden çıkmış çağdaş Çanakkale hikâyelerinin oluşmasını sağlamak için Çanakkale Savaşlarını ve Zaferini konu alan bir hikâye yarışması düzenliyor. Yarışmaya, lise ve üniversite öğrencileri ile serbest hikâye yazarları katılabilecek. Yarışmanın ödülleri, Mart ayında düzenlenen bir törenle sahiplerini bulacak.

--------------------
“Çanakkale Savaşları ve Zaferi” konulu hikâye yarışmasına lise ve üniversite öğrencileri ile serbest hikâye yazarları katılabilecek. Lise öğrencileri kategorisinde birinci olanlara 500 YTL, üniversite öğrencileri kategorisinde birinci olanlara 750 YTL, Serbest yazarlar kategorisinde birinci olanlara ise 1.250 YTL para ödülü verilecek. Yarışmada dereceye girenlere, ayrıca Yarımada Yayınlarından kitaplar hediye edileceği belirtildi. Sponsorların da yarışmada derece yapanlara çeşitli sürpriz ödülleri olacağı ifade edildi. Ödüller, zaferin yıldönümü olan Mart ayında düzenlenecek bir törenle verilecek.
Derece giren hikâyeler kitaplaştırılacak.
Yarımada Yayınları Editörü Zümrüt Sönmez, yarışmada dereceye giren veya mansiyon alan hikâyeleri kitaplaştıracaklarını söyledi. Sönmez, yarışmanın amacıyla ilgili olarak ise “Yaşayan yazarların ve gençlerin kalemlerinden çıkmış çağdaş Çanakkale hikâyelerinin oluşmasını amaçlıyoruz” dedi.
Yarışmaya katılmak isteyenlerin hazırladıkları eserleri, 1 Şubat – 29 Şubat 2008 tarihleri arasında teslim etmesi gerekiyor.
--------------------------------
Eğitim, düşünce, kültür ve sanat "Değirmen" i...
Değirmen eğitim- düşünce- kültür ve sanat dergisinin yeni sayısı çıktı. Eğitim- düşünce sorunlarının tartışıldığı ve bunları yorumlama çabasının ürünü olan Değirmen Dergisi 12. sayısı ile sizinle buluşuyor.
Bu sayıdaki dosya konusu; Küreselleşme İçinde İnsan.
Ali Öztürk, Niyazi Karabulut, Zekeriya Menak, Leyla Yıldız, Hasan Coşkun, Sebahattin Karakoç, Yusuf Yavuzyılmaz ve Said Coşar yazıları ile küreselleşmenin tanımı, toplumsal- kültürel yapımıza etkisini, gelecekte bekleyen durumları ve algılarımızdaki derin etkilerini yazdılar. Küreselleşmenin kültür üzerine olan etkilerini iyi yorumlayan ve bu konuda çalışmaları olan Necati Mert ile arkadaşımız Sebahattin Karakoç konuştu.
Makaleleri ile Mustafa Duran Behçet Necatigil’in Lale şiirini irdeliyor. Rüstem Budak Eski Yunan, Hint- Çin, Batı ve İslam medeniyetlerinin insan algılarını irdeliyor. Bekir Gür Oyuncaklara bakış açısını sorguluyor. Dr.Hacı Mustafa Açıköz eğitimin temel kavramlarını ve Türkiye özelinde ifade ettiği anlam ve gerçekliği yorumluyor. Ertuğrul Yaman Türk dilinin yaşadığı dönüşümü ve giderek artan yabancılaşmayı irdeliyor. 20 y.y. en yaygın ve etkili spor dalı olan futbolun gerçekliğini Sıtkı Karadeniz yazdı. Arkadaşımız Muharrem Yaman Şair- Yazar Hilmi Yavuz ile şiir üzerine röportajını ilgiyle okuyacaksınız.
---------------------------------
Bu sayının şairleri; Mehmet Doğan, Fuat Arpa, Yalçın Behçet Yeymek, Rıdvan Şahin, Mahmut Yavuz, İbrahim Açılan. Şiirin diliyle hayatın dilini buluşturuyorlar.
--------------------------------
Murat Taş “Firari Dal”, Murat Soyak “Bir Umut”, Mustafa Doğan “Karşı Duvar”, Emel Çarkçı “Misafir” ve Üzeyir Lokman Çaycı “Beklenmedik Misafir” hikâyeleriyle dergiye katkıda bulundular.
---------------------------------
Denemeleriyle Asiye Yücel, M. Nihat Malkoç, Bedran Yoldaş, Mustafa Özgül, İlyas Sucu, Emsali Karaduman ve Yusuf Tosun sizleri ağırlayacaklar.
Her zamanki gibi İnternet Dünyası, Kitap Âlemi ve Dergiler bölümleri bulunmaktadır.
-------------------------------------
Edebiyat Dünyası'ndan bir yenilik daha... Topluluk araç çubuğu...

Edebiyat Dünyası Topluluk araç çubuğu ile bir çok kolaylığa ve avantaja sahip olacaksınız.
Web tarayıcınızın ve bilgisayarınızdaki tüm pencerelerinizin üzerinde yer alan araç çubuklarına bir yenisini daha ekleyebilirsiniz.
------------------------
Edebiyat Dünyası Topluluk araç çubuğu ile neler yapabilirsiniz?
------------------------------------
* Gündemden haberler, kültür ve spor haberleri, gazetelerin köşe yazarlarından yazılar her an elinizin altında olacak.
* Çevrimiçi olarak bir çok radyoyu kesintiye uğramadan dinleyebilirsiniz. Üstelik bir pencereyi kapattığınızda yayın kesilmeyecek, diğer pencerede devam edecektir.
* Edebiyatdunyasi.com'a kısa yollarla bağlanabilirsiniz.
* Hotmail, Yahoo, Gmail ve Pop3 hesaplarınızı kolayca yönetebilirsiniz.
* Her türlü aramayı sözlük, ansiklopedi, resim, haber, hava durumu... gibi kategorilerde kolayca yapabilirsiniz.
* Edebiyat ve kitaplarla ilgili kısa yollardan bilgiye kolayca ulaşabileceksiniz.
* Mini Saat, Hesap Makinesi... gibi bir çok mini uygulamaya sahip olabilirsiniz.
* Youtube videoları tek bir tıklama ile karşınızda olacak, üstelik başka bir siteye bağlanmadan.
* Edebiyat Dünyası'ndan gelen duyuruları anında görebilirsiniz.
* Bulunduğunuz şehrin hava durumunu her an görebilirsiniz.
-----------------------
susqun
(şimdiye kadar 9 posta)
15.02.2008 21:43[alıntı yap]
[color=blackCümlelerin sonundaki noktalar durmamız için değil. Bir sonraki cümleye başlarken nefes alıp geride kalan cümleyi gerektiği yere oturtmak için. Belki ufak bir sekte... Herkesin cümleleri başka renktir ve herkesin cümleleri başka durur hayatta. Biz cümlelerimizi yazdık. Biz izin verildiği sürece yeni cümleler yazmaya devam edeceğiz.


Şiraze en Şiraze haliyle yolunda ilerliyor. Bizimle yürümek isteyenler geliyor ve bize katılmak isteyenler en şık cümlelerini veriyorlar. Buradayız, ya siz?

Pencerelere baktığımızda eğer siyah perdeler görürsek üzülüyoruz. Başımız öne düşüyor. “Nasıl başka bir renge boyayabiliriz biz bu perdeleri?” sorusu koşarak geliyor düşüncelerimize. Ve yazıyoruz...


Biri çıkıyor karşımıza. Saçları dalgalı, beyaz kazaklı, isteksiz adımları. “Boş bir hayat” mırıltısı yükseliyor dudaklarından. Gözlerimiz nemleniyor. “Hayatın anlamla dolu olduğunu nasıl anlatabiliriz?” sorusuna takılıyoruz o an. Ve yazıyoruz...


Yazmanın bir yetenek olduğunu kabul ediyoruz elbet, lakin okumayı bilmek de bizce bambaşka bir yetenek.
Yapmak istediklerimi yapamadığımda, yapmak istemediklerimi yapmak zorunda kaldığımda, migrenim tutmadığında, anjin olmadığımda, haykıra haykıra türkü söyleyip de sesim kısıldığında yazıyorum. Yazmak için çok sebebim var. Yazmamak için gereken tüm şartlar olgunlaşsa da, su 100 0C’de kaynar gerçeğini es geçip yazmak üzerinde direnç göstererek bütün illetlerin çökmüş olma ihtimalini gözardı ediyorum. Çünkü yan odadan bir keman sesi yükseliyor. Sokak lambaları dansla bu sese eşlik ederken ben harfleri güçlükle yanyana getirmeye çalışarak anlamlı kelimeler oluşturmaya çabalıyorum. Hiç kolay değil. Kimse bir başkasının hükmü altında yaşamayı artık kabul etmiyor. Harfler bile uygun zemin hazır olmadan “uyumluluk” ilkesine ters davranışlar sergiliyorlar. Yine de yazıyorum. Niye yazdığımı, kime yazdığımı, ruh dengemi, kalp sağlığımı, düşük tansiyonumu, kot pantolonumu ve güneş gözlüğümü boşverin. Bunların konuyla ilgisi yok. Siz asl olana bakın.


En sevdiğimiz alan. Sesimizin çıkmadığı yerde kalemimiz devreye girip bizim adımıza konuşuyor. Orada kimse var mı? Şair ve şiirleri... Mısraların alt alta nasıl uyum içinde dizildiğini kendimize göstermek istedik. Biri göstermeden göremiyoruz çoğu zaman. Üç beş resim. Kimi renkli, kimi renksiz. Güvercinler, yerine ulaştırmak için sırtlandılar birer birer. Leylekler darılıp göç ettiler en güneye. Anlaşılan çok kızdılar.
][/color]
susqun
(şimdiye kadar 9 posta)
15.02.2008 21:45[alıntı yap]
Âşıklar tarafından saz eşliğinde söylenirler. İslamiyet'ten önce başlar ve 15. yüzyıldan itibaren hızla gelişerek günümüze kadar ulaşmıştır. Âşıklar, köy, kasaba dolaşarak şiirlerini okurlar. Âşıklar, usta-çırak ilişkisiyle yetişirler. Doğaçlama, bu türün en büyük özelliğidir.

Koşma

11 heceli dörtlüklerden oluşan, belirli uyak düzenlerine göre kurulan şiir biçimidir. Koşmanın ilk dörtlüğünde 1. ile 3., 2. ile 4. dizeler, kendi aralarında uyaklıdır. Diğer dörtlüklerde, ilk üçer dize kendi aralarında, son dizeler, ilk dörtlüğün son dizesiyle uyaklıdır.

Koşma, genellikle 3-8 dötlükten oluşur. Son dörtlükte genellikle, âşığın adı yer alır. Koşma; aşk, özlem, doğa, toplusal sorunlar, yurt sevgisi gibi konuları işler. Güzelleme, koçaklama, taşlama ve ağıt olarak dörde ayrılır.

Güzelleme

Sevilen bir varlığın, sevgilinin, atın, dağın övgüsünü yapan şiir türüdür.

Koçaklama

Yiğitlik, savaş, kahramanlık konularını işler.

Taşlama

Herhangi bir kişiyi yeren, eleştiren ya da toplumdaki sosyal bozuklukları konu edinen şiirlerdir.

Ağıt

Ölen bir kişinin ardından duyulan üzüntüyü anlatan şiirlerdir.

Destan

Gerçeküstü ile gerçeğin, efsane ile tarihin birbirine karıştığı, bir kahramanı ya da önemli bir tarihsel olayı övüp yücelten, uzun manzumedir.

Semai

Dörtlük sayısı, kafiye şeması, nazım birimi, konu yönünden koşma ile aynı özelliklere sahiptir. Koşmadan farkı, kendilerine özgü ezgileriyle ve 8'li hece ölçüsüyle söylenir olmalarıdır.

Varsağı

Semainin, Güney Anadolu'da "Varsak Boyu" arasında özel bir beste ile okunan türüne varsağı denir. Varsağı türündeki şiirler, "yüy, bre, hey, behey" gibi ünlemlerle başlar.

Tanzimat Edebiyatı « Genel
Tanzimat Edebiyatı, siyasi tanzimatın ilanından yaklaşık 20 yıl sonra, 1860'ta, Şinasi'nin Tercümanı-ı Ahval Gazetesi'ni çıkarmasıyla başlar ve 1895'e kadar sürer.

Tanzimat Edebiyatı, eski kuruluşlarla düşüncelerin karşısına toplumsal ve siyasal düzeltimlerle çıkar. Yayınevlerinin gelişmesi, gazeteciliğin Batı'dan geniş ölçüde esinlenmesi, güçlü edebiyatçıların yetişmesi, etkili bir kamuoyu yaratır.

Tanzimat Edebiyatı, Batı'ya yönelmiş bir Türk Edebiyatı'dır. Toplum hayatımızın hızla değişme ve gelişme akımlarının itici fikir gücü Tanzimat'la başlar. Divan Edebiyatı'nın yüzyıllar boyu süren durgunluğu, Tanzimat'la ortadan kalkmıştır.

Tanzimat'tan sonra orta sınıf oluşur; bu orta sınıf, kendi edebiyatını yaratır; yeni bir edebiyat ortaya çıkar. Dil, artık Divan Edebiyatı dili değil, orta tabakanın günlük konuşmaya çok yakın olan dilidir. Tanzimat'tan sonra nesir, roman ve tiyatro büyük bir yer işgal eder. Nesrin gelişmesinde gazeteciliğin büyük rolü vardır.

Tanzimat Edebiyatı ile; topluma yeni bir duyuş, düşünüş ve anlatış tarzı, yeni bir dünya ve insan anlayışı gelmiş; bütün edebiyatımız boyunca önemsenmemiş bulunan düz söz dönemi başlamıştır. Avrupa düşünüş sistemi, Tanzimat'la ülkeye yayılır. Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat, Recaizade Ekrem, Abdülhak Hamit, Sami Paşazade Sezai bu dönemin en önemli kişileridir.

Nazım Hikmet Ran « Şair ve Yazarlar
1902 yılında Selanik'de doğmuştur. İlköğrenimini İstanbul'da Göztepe Taşmektep, Galatasaray Lisesi ilk bölümü (1914) ve Nişantaşı Numune Mektebi'nde tamamlamış, orta öğrenimi ise, Heybeliada Bahriye Mektebi'nda yapmıştır (191. Nazım Hikmet Bahriye'yi bitirdikten sonra Hamidiye Kruvazörü'ne stajyer güverte subayı olarak verilmiş, bir gece nöbetinde üşütüp zatürre olmuş (1919), sağlığını kazanamayınca askerlikten çürüğe çıkarılmıştır (1920).

Askerlikten ayrıldıktan sonra, İstanbul'un işgaline çok üzülen Nâzım Hikmet, Millî Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçmiş, Bolu Lisesi'nde kısa bir süre öğretmenlik yapmıştır (1921).

Rus devrimiyle ilgilenen şair, bir süre sonra Batum'dan Moskova'ya gitmiş ve Doğu Üniversitesi'nde ekonomi ve toplumbilim okumuştur (1922-1924). Yurda dönüşünden sonra Aydınlık dergisine katılmış, burada çıkan şiirlerinden ötürü hakkında "gıyaben" mahkumiyet kararı verildiğini öğrenince yeniden Rusya'ya kaçmış, af çıkması üzerine Türkiye'ye dönmüş ve bir süre Hopa cezaevinde tutuklu kalmıştır (192.

Nâzım Hikmet daha sonra İstanbul'a yerleşmiş, çeşitli gazete ve dergilerle film stüdyolarında çalışmış, ilk şiir kitaplarını çıkarmış ve oyunlarını yazmıştır (1928-1932). Bir ara yine tutuklanmış, Cumhuriyet'in 10. yılı dolayısıyla çıkarılan af yasası ile serbest bırakılmıştır. Akşam, Son Posta, Tan gazetelerinde Orhan Selim takma adıyla fıkra yazarlığı ve başyazarlık yapmıştır (1933).

Kara Harp Okulu öğrencileri arasında propaganda yaptığı iddiasıyla yargılanmış, Harp Okulu Askeri Mahkemesi'nce 15 yıl, ardından Donanma içinde faaliyette bulunduğu iddiasıyla da Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce 20 yıl olmak üzere toplam 35 yıl hapis cezasına çarptırılmış, cezası Türk Ceza Kanunu'nun 68 ve 77 maddeleri uyarınca 28 yıl dört aya indirilmiştir (193. Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinden sonra çıkarılan af yasası (1950) kapsamına alınması için açılan büyük bir kampanyanın ardından, hukukçular yasal yollara başvurmuş, bu arada Nâzım Hikmet de hapishanede açlık grevine başlamıştır. Sonunda Nâzım Hikmet'in geri kalan cezası affedilmiş ve şair 13 yıl hapislikten sonra hürriyete kavuşmuştur.

Serbest bırakıldıktan sonra iş bulamayan, kitap çıkaramayan şair için bu kez askerlik kararı alınmış, 50 yaşında ve hasta olan Nâzım Hikmet çok zor durumda kalmıştır. Öldürülmekten korkan şair, kızkardeşinin kocası Refik Erduran'ın yardımıyla bir motorla Karadeniz'de seyreden Romanya bandıralı bir gemiye binerek Türkiye'den ayrılmıştır. Bundan sonraki hayatı baskı altında ve zorunlu sovyet propogandası yapmakla geçmiştir. Nâzım Hikmet, 3 Haziran 1963 tarihinde Moskova'da ölmüştür.

Yazı Hayatı

Nâzım Hikmet, hece vezniyle yazdığı ilk şiirlerini Yeni Mecmua, İnci, Ümit ve Celal Sahir (Erozan)'ın çıkardığı Birinci Kitap, İkinci Kitap vb. dergilerinde yayımlamıştır. "Bir Dakika" adlı şiiriyle Alemdar gazetesinin açtığı yarışmada birincilik kazanmıştır (1920). Daha sonra Aydınlık, Resimli Ay, Hareket, Resimli her şey, Her Ay gibi dergilerde yazan Nâzım Hikmet cezaevine girdikten sonra yıllarca yayın yapamamıştır. Ancak, 1940'lı yıllarda, Yeni Edebiyat, Ses, Gün, Yürüyüş, Yığın, Baştan, Barış gibi toplumcu dergilerde İbrahim Sabri, Mazhar Lütfi takma adlarıyla ya da imzasız olarak bazı şiirleri çıkmıştır. Kuvâyı Milliye Destanı İzmir'de Havadis gazetesinde tefrika edilmiştir (1949). Destanı Yön dergisi yayınlayarak (1965) Nâzım Hikmet'i yeniden okurlara ulaştırmıştır.
Akımlar Genel Şair ve Yazarlar İletişim Anasayfa

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 8
Bütün postalar: 22
Bütün kullanıcılar: 3
 
SUSquN_qArizma.Tk
 
 
BAHAR BELKI
SEN BU SİİRİ OKURKEN;
BEN ARTIK YASAMAYACAM
BEN SENİ öYLE SEVDİMKI

ANLAMASIN bİLİYORUM
NAPAyIM seNI yERDEN gÖGE KADAR SeVİyORUM beni
,



SUSQUN-QARİZMA
 

 

-------DUYURULAR-------

isTEMİZİN rAP doWLAND bÖlÜMÜnDEN EN yaENI rAPlERİMİZİ iNDİRE bİLİrSİNİZ sAYgILArIMLA sUSQUN!!!

-------DUYURULAR-------

WWW.TAFRA.TR.GG

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol